Geçen gün size İslam Kültür Atlası ile ilgili hatıramı anlatacakken konu başka yerlere gitmiş anlatamamıştım. Geçen ki yazıyı okuyamayanlar için link burada: https://mehmetpehlivan.com/bakin-bakin-ne-anlaticam/
Düşüncem şu, bu seriyi hatıraları hatırlayabildiğim kadarıyla 3-5 bölüm devam ettirebilmek. (İnşallah.)
Konuya geçelim.
Yıl yine 2009. Okulun ilk haftaları… Fakülteye alışmış, çevre edinmeye başlamışım. Fakültede bilgisayar laboratuvarında da yarı zamanlı işe başlamışım ki değmeyin keyfime. Çok fazla para vermiyorlar ama olsun, kanaat en büyük zenginlik.
Neyse.
Okulun ilk haftaları olduğu için derse gelen her hoca, dönem boyunca derste işlenecek, alınacak kitapları yazdırıyor. Liste uzadıkça uzuyor. Bazı dersler için 2-3 kitap alınması gerekiyor. Yekünde kitapların hepsi hatırı sayılır bir para tutuyor. Birkaç kitapçıyı dolaşıyorum, fiyat alıyorum. Kitapçılar, ağız birliği etmişçesine birbirlerine yakın fiyat veriyorlar. Verdikleri fiyatlar da genelde yüksek rakamlar. Dedim bu böyle olmayacak. Öyle bir strateji geliştirmem gerekiyor ki kitapları hem çok uyguna hem de yerine göre bedava alayım.
Düşündüm düşündüümmm. Ne olabilir ne olabiliiir?
Çarşıda, tavuk dönerini sevdiğim bir dönercide, bol pul biber acılı yarım ekmek döner yerken aklıma bir fikir geldi. Bir aydınlanma yaşadım. Newton’un başına elma düşüp yerçekimi yasasını bulduğu gibi bende ders kitaplarını nasıl en uygun fiyata ya da bedavaya alacağımı buldum.
Alelacele dönerimi bitirip dışarı çıktım. Okul başladığında ilk tanışmış olduğum Alparslan Yıldırım’ı aradım. Çarşıda buluştuk. Aklıma gelen fikri anlattım. O da hemen onayladı. Fikri beraber hayata geçirecektik.
Yapacağımız iş kısaca şuydu: Bizim fakültede birinci sınıfta okuyan arkadaşların en uygun fiyata kitaplarını almasını sağlayacaktık. Bunun için, ders kitaplarının basımını yapan ya da tedarikçi konumunda bulunan yayınevlerini tek tek arayıp en uygun fiyatı aldık. Isparta’daki kitapçılardan çok çok uygundu fiyatlar. Daha sonra Alparslanla birlikte birinci sınıfların listelerini elimize aldık, sınıflara dolaşmaya başladık. Piyasadan daha uyguna kitapları getireceğimizi, sipariş sayısı ne kadar fazla olursa tenzilatın da o kadar fazla olacağını, kitap almak isteyen kişilerin listeye isimlerini yazdırmaları gerektiğini her girdiğimiz sınıfa anlattık. Verdiğimiz rakamlar, piyasadan daha uygun olduğu için genelde arkadaşlar isimlerini yazdırıyorlardı. Paraları toplayıp, anlaştığımız basımevlerinin hesaplarına parayı yatırıyorduk. Onlarda sayıya göre kitapları büyük kartonlara koyup kargoyla gönderiyorlardı. Fakülteye kargonun biri geliyor, diğeri gidiyordu. Gelen kitapları elimizdeki listeye göre hemen sınıflara götürüyor, dağıtımını yapıyorduk. Çok sayıda kitap siparişi verdiğimiz için yayınevleri sağ olsunlar Alparslanla benim kitapları fazladan ücretsiz gönderiyordu. Hatta bize gönderdiği ders kitaplarının yanında, kitap ayracı, not defteri, kaynak kitaplar da gönderiyordu ücretsiz olarak.
İşte yazımıza konu olan bu “İslâm Kültür Atlası” kaynak eseri de sipariş verdiğimiz kitapların yanında bize gönderilen ücretsiz kitaplar içindeydi. Fakat eserle ilgili hatıraya yine geçemedim. İnşallah “Bakın Bakın Ne Anlatıcam 3” yazımızda bu eserle ilgili hatıramı anlatabilirim. Allah’a emanet.
16 Eylül 2020 Çarşamba