FABRİKA AYARI – Hayati İNANÇ/ Bekir DEVELİ
(ANLAMLI BİR HAYATIN PEŞİNDE KONUŞMALAR)
Hayati İnanç ve Bekir Develi’yi çoğumuz televizyon kanallarından tanıyoruz zaten. Sanki bir televizyon kanalının programında karşılıklı sohbet ediyorlarmış gibi ele alınmış bir eser.
Hayati İnanç’ın Can Veren Pervaneler kitap serisini biliyordum fakat alıp da okumak nasip olmamıştı. Yazar da maşallah o kadar birikim ve tecrübe var ki programlarında olduğu gibi kitabın da bitmesini istemiyorsunuz.
Fabrika Ayarı bir sohbet ve muhabbetin sonucunda ortaya çıkmış bir eser. Amacı, bir başlangıca vesile olmak, bilhassa içinde bulunduğumuz sıkıntılı günlerde insana umut aşılamak, bunun yanında insanın kalbine dokunabilmek adına ele alınmış bir çalışma.
Okudum bitti denilemeyecek, ara sıra açıp istifade edilmesi gereken bir eser olmuş. Dinlenip dinlenip okunması ve okuduklarımızın demlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
İnsanı düşünmeye, bakış açısı kazandırmaya gayret ediyor. Bunun akabinde insanın ruhunu okşayıp tefekküre sevk ediyor.
Hayatımızı gözden geçirmek, bir nevi Fabrika Ayarlarımıza geri dönmek adına bir kerelik değil de hayatımızın belli zaman dilimlerinde kendimizi bulmamız için okunması gereken bir kitap diyebilirim.
Beğendiğim Alıntılar:
- İnsandan isteme; verirse minnet, vermezse zillet. Allah’tan iste; verirse nimet, vermezse hikmet.
- Yediğimiz yemeği bile resimlerle sağa sola servis etmek gibi; ibadetimizi selfilerle diğer insanlarla paylaşmak gibi; her hâlimizi birilerine göstermezsek geçerli olmayacakmış gibi bir yapaylığı ve suniliği benimser hâle geldik.
- Ahlak, her an huzurda, O’nunla iletişim halindeymiş gibi yaşamaktır.
- Bela bir hatırlatıcıdır; gözünün yaşarmasına, Allah ile arayı düzeltmene, dostluğu tazelemene bir vesiledir. Özür dileme, istiğfar, tövbe; bunlar Allah ile dostluğu tazelemedir.
- Bela, nimetin habercisidir. Sabret!
- “Derd ü belâ kemend-i mahbûbdur.” der eskiler. (Dert ve bela, sevilenleri çekmek için atılan kementtir.)
- Maddiyatta senden geride olana, maneviyatta senden ileride olana bak. Böylelikle şükrün artar, mutluluğun artar, gerçekten yaşamaya başlarsın.
- Alışkanlık hâline getirmeli, bir şey vermeli; selam vermeli, yol vermeli, sadaka vermeli, güler yüz vermeli…
- Sen bir ruhun olduğunu, yalnızca bedenden ibaret olmadığını anla, ruhumu nasıl beslerim derdine düş, dermanın gelip seni bulacaktır.
- “Nasıl olmalı güzel insan, güzel Müslüman?” dediler. Cevaba bakın: “Geldiği yere sürur ve neşe getirir, giderken de hüzün bırakır. Arkasından, ‘Ah nerede?’ denir, özlenir, aranır.”
Mehmet PEHLİVAN
31 Mart 2020/Afyonkarahisar