Bakın Bakın Ne Anlatıcam

 

Bugün size ilahiyat yıllarımdan bir hatıra anlatayım. Çok değil 11 sene önceye gidelim. Yıl 2009.

Okula kayıt olmuşuz eğitim öğretim başlamış. Daha ilk haftalar… 1. Sınıf olduğumuz için bizim dersler Arapça ağırlıklı ve sabah 8:30’da başlayıp ikindin 15:00-16:00 gibi bitiyor. Hafta içi her gün program bu şekilde. Memur mesaisi gibi mesai yapıyoruz.

İlk haftalar olduğu için derse giren hocanın kendisini tanıtması, daha sonra tek tek ayağa kalkarak bizim kendimizi tanıtmamız:

İsmim, Mehmet PEHLİVAN

Kütahyalı’yım. Gediz İmam Hatip Lisesi Mezunuyum.

….

Ders, hocanın dersin amacını anlatması, dönem boyunca takip edeceğimiz kitaplar v.s şekliyle geçiyor… İlk haftalar olduğu için kimse neyin ne olduğunu bilmiyordu. (Şundan dolayı bilmiyordu, İmam Hatip Lisesi’nden mezun olmuşsun, üniversiteye gelmişsin farklı bir ortam farklı bir şehir v.s. Gerçi benim ilahiyat’ı kazanma meselem biraz meşakkatli olmuştu. Onu başka bir yazıda anlatırım.)

Derse giriyoruz, çıkıyoruz, kendimizi tanıtıyoruz filan derken okulun ilk haftası bitti.

Neyse ikinci hafta başladı.  Tabi ilk haftaya nazaran acemiliğimiz biraz geçti.

Fakülteyi öğreneyim, nerde neyin olduğunu bileyim diye fakülteyi keşfetmeye çalışıyorum. Mesela, birinci dersin 10-15 dakikalık molasında öğrenci işlerine gidiyorum selam verip Ali Çolak abiyle tanışıyorum. Diğer dersin molasında kütüphaneye gidiyorum Etem Gemci abiyle, Teknik desteğe gidip Sezai Çınar’la tanışıyorum, çaylarını içiyorum. Öğlen oluyor, yemekten sonra Fotokopiye gidip İlyas abiyle tanışıyorum. Yukarı kata çıkıyorum memur Ali Uluışık abiyle tanışıyorum, sohbet ediyorum. Hepsinden Allah razı olsun. Hâlen görüşürüm.

İşte böyle fakülteyi keşfe çıktığım bir gün, fakülte sekreterliğinin önünde öğrenci kalabalığı gördüm. Durur muyum? Merak edip hemen yanlarına gittim. Birinin yanına yaklaşıp hemen sordum: “Hayırdır kardeş, burda ne oluyor? Bu kalabalık neyin nesi?” Soruyu sorduğum kişi daha sonra tanıştığım Kütahyalı hemşerim Usame Karayel’di.

Soruma cevap olarak: “Fakülte sekreterliği, kütüphanede ve bilgisayar odasında yarı zamanlı çalışacak 3 tane öğrenci alacakmış. Buna müracaat etmek için bekliyoruz, içerde de mülakat yapılıyor.” dedi.

Durur muyum? Bende müracaat edeyim o zaman diye karar verdim. Hemen gidip sekreterliğin önündeki masadan başvuru formu aldım, bilgileri doldurdum, sıranın en sonuna geçtim. Tek tek içeri mülakata alıyorlar. Mülakat yaklaşık 5 dakika sürüyor. Önümdeki herkes tek tek mülakata girdi ve gitti. En son ben kaldım.

İçerden, “Sıradakiiiii” diye yüksek, tok ses duyunca bende kapıyı çalıp içeri girdim.  Sandalyeyi gösterip “Otur” dediler. Mülakat komisyonunda yanlış hatırlamıyorsam, Fakülte Sekreteri Musa abi, Dekan Yardımcısı Nejdet Durak ve fakülte dekanı Kemal Sözen vardı.

Kemal hoca, “Kendini tanıt” dedi.

Ben:  Mehmet PEHLİVAN. 1988’de doğdum. Kütahya Gedizliyim.  Gediz İmam Hatip Lisesi mezunuyum. 1/F sınıfında eğitim görüyorum.

Kemal Hoca: Kaç kardeşsiniz?

Ben: 3 kardeşiz.

Kemal Hoca: Bilgisayarlara format atmayı, program yüklemeyi biliyor musun? Daha önce bu işleri yaptın mı?

Ben: Evet biliyorum hocam. Daha önce bilgisayarım ve arkadaşlarımın bilgisayarlarına format attım, program yükledim. Amatör olarak web site yapıyorum.

Kemal Hoca: Hımmm güzel. Fakültenin bilgisayar laboratuvarı var. İçinde yaklaşık 20 tane bilgisayar var. Seni, bu kısmi zamanlı işe alsak, o bilgisayarların bakımını yapıp derslere hazırlayabilir misin? Taner Akgül diye personel var zaten orda. Ona yardımcı olur musun?

Ben: Elimden geldiğince yaparım kuşkunuz olmasın hocam.

Kemal Hoca: Tamam çıkabilirsin Mehmet.

Ben: Teşekkür ederim hocam. İyi çalışmalar

Bu diyalogun ardından 1 gün sonra fakültenin duyuru panosuna Kısmi Zamanlı çalışmayı kazananların ismi asılmıştı. O listeye göre bilgisayar odasında kısmi zamanlı çalışmayı kazanmıştım. Daha sonra Fakülte sekreteri Musa abinin yanına gittim. Resmi olarak yapılacak işlemleri sordum. Ziraat bankasına gidip hesap açtırmamı, sağlık ocağından sağlık raporu almamı ve vesikalık 4 tane fotoğraf getirmemi söyledi. Gittim bütün söylenenleri tamamlayıp Musa abiye teslim ettim. Ve kısmi zamanlı çalışmaya başladım. Derslerden sonra bilgisayar odasına gidiyor orda yapılacak işleri yapıyor, hocaların bilgisayarları arızalandıysa onları söküp odaya getiriyor, Taner abiyle tamir etmeye çalışıyorduk.

Ya ben buraya nerden geldim? İslâm Kültür Atlası ile ilgili hatıramı anlatacaktım. Konu nerelere uzayıp gitti. Neyse atlasla ilgili hatıramı sonra anlatayım.  Allah’a emanet.

14 Eylül 2020 Pazartesi

Afyonkarahisar

This Post Has 2 Comments

  1. Sedat Derin

    Güzelmiş hemşerim yazılarının devamını dilerim

    1. Mehmet PEHLİVAN

      Teşekkür ederim hocam. Güzel temenniler duymak sevindirici.

Bir yanıt yazın